Okul
Öncesi Öğretmenlerinin “Okul Öncesi Dönem Çocuğu İçin Oyun” Kavramına İlişkin
Metaforları
Okul
öncesi eğitim, çocuğun doğduğu günden altı yaşına kadar olan yılları kapsayan
bu yaş grubu çocukların bireysel özelliklerine ve gelişim seviyelerine uygun,
zengin uyarıcılarla donatılmış bir çevre sunan, onları toplumun özelliklerine ve
kültürel değerlerine göre biçimlendiren ve ilköğretime hazırlayan sistemli bir
eğitim süreci öncesi eğitimin hedeflediklerini kazandırmak için
kullanılabilecek en iyi yol oyundur. Çünkü oyun, çocuğun bütünsel gelişim alanı
olarak adlandırılan; sosyal,duygusal, bilişsel ve bedensel gelişim alanlarının yanı
sıra öğrenme, yaratıcılık,problem çözme ve uzlaşma, ruh sağlığı, duygusal ve
sosyal kişilik gelişimi, ahlak ve vicdan gelişimi, cinsel kimlik gelişimi ile
toplumsal ve kültürel gelişim alanlarına önemli katkılar sağlar. Bu eğitim
sürecinde çocuklara okul Bu araştırmanın amacı, okul öncesi öğretmenlerinin
oyun kavramlarına ilişkin metaforik algılarını belirlemektir. Bunun için okul
öncesi öğretmenlerinden “okul öncesi dönem çocuğu için oyun………..gibidir, çünkü”
cümlesini tamamlamaları istenmiştir. Araştırmanın evrenini Aksaray İl Milli
Eğitim Müdürlüğüne bağlı bağımsız anaokulları ve anasınıflarında çalışan
öğretmenler oluşturmaktadır. Çalışma grubunu ise tesadüfî örnekleme yöntemiyle
belirlenen 75 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Bu araştırmada nitel araştırma
yöntemlerinden biri olan olgu bilim(fenomenografi) yöntemi kullanılmıştır. Öğretmenlerden elde edilen veriler içerik
analizine göre değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; oyun kavramına
yönelik 36 metafor ve 5 kategori ortaya çıkmıştır. Bu metaforlar; tiyatro, göz,
dost, iç dünyasının dışa vurumu, öğrenme ve hayatla iletişim, ayna,
hava-su-ekmek, hayat, gelecek,çocuğun dünyası, çocuğun işi, eğlence, vitamin, vazgeçilmez,
oyuncak, hayatın en önemli gelişim sebebi, kendini rahatça ifade ettiği özgür
bir ortam, günün tamamı,hayal, yaşamsal gıda, her şeyden kurtulmak, hayatın
anlamı, gerçek, özgürlük,eğlenme aracı, doğallık, fiziksel ihtiyaç, hayatın
provası, terapi, güneş, nefes almak,süt, yeni şeyler üretme, öğrenme aracı,
eğlenerek vakit geçirme’dir. Birden fazla sıklıkta oluşturulan metaforların
sayısı ise 14’dür. En fazla sıklıkta üretilen metafor hava-su-ekmek’dir. Bu
metaforlar “(1) öğretici rolü ile oyun, (2) eğlendirici rolü ile oyun, (3)
çocuğun kendini ifade etme biçimi ve duygularını yansıtıcı rolü ile oyun, (4),
yaşamsal ihtiyaç rolü ile oyun (5) çocuğun hayatının bir parçası rolü ile oyun” kategorilerinde toplanmıştır.
Araştırmaya
katılan öğretmenlerin önemli bir bölümü (75 öğretmenin 18’i) oyunla ilgili
metaforik algıları sorulduğunda oyunun eğitici ve öğretici rolüne dikkat çekmişlerdir.Araştırmaya
katılan öğretmenlerin % 34’ü oyunun eğitici yönünü vurgulamıştır. Araştırmada öğretmenlerin % 63’ü
oyunun özelliklerini sıralarken eğlendirici ve keyif verici bir yönü olduğunu
belirtmişlerdir. Araştırmanın
sonuçlarından okul öncesi öğretmenlerinin en yüksek oranla (23 kişi) oyunu;
okul öncesi dönem çocukları için yaşamsal bir ihtiyaç olarak nitelendirdikleri
ve bu nedenle çok önemli gördükleri anlaşılmaktadır. Bu durum öğretmenlerin
oyunu bu yaş grubu çocuklar için hava, su, ekmek gibi vazgeçilmez temel
ihtiyaçlardan birisi olarak kabul etmeleri ile ilişkilendirilebilir.
MAKALE:DERGİPARK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder